feel like

(a) canı istemek, arzu/istek duymak, istemek, arzu etmek.
I feel like seeing her: Onu göreceğim DEVAMINI OKU
geldi.
Do you feel like a swim? (b) benzemek, hissini vermek.
The cat's fur felt like silk. GİZLE

feel like a million dollars

kendini çok zinde ve mutlu hissetmek Fiil

feel like a wet rag

çok yorulmak, hurdası çıkmak.

feel like doing

içinden gelmek Fiil

feel like doing

canı istemek Fiil

feel like jelly

pelte gibi/yorgun/bitkin/dermansız hissetmek.
My arms and legs feel like jelly .

feel like oneself

kendine gelmek, kendini toplamak, iyi olmak, tam sıhhatte olmak.
I don't feel quite myself: Kendimi iyi hissetmiyorum.

feel like something

birşeye benzemek Fiil

feel like something

birşey gibi hissetmek Fiil

feel like something

birşey gibi gelmek Fiil

feel like streching out and taking a nap

mayışmak Fiil

I don't feel like going

iç inden gitmek gelmiyor

I feel like resting

canım dinlenmek istiyor

not to feel like eating sth

içi almamak

to feel like a million (dollars)

son derece mutlu hissetmek, büyük bir huzur ve saadet içinde olmak.

I don't like to feel of wool against my skin

yünün tenime değmeksi hoşuma gitmiyor

Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

İngilizce-Türkçe